Demokrasi, hukukun üstünlüğü, örgütlenme özgürlüğü, evrensel sendikal haklar gibi süslü sözleri dilinden eksik etmeyen yandaş sendika başkanları, bağımsız sendikaların önünü kesmek, kişisel ikballerini sürdürmek, kendinden başka sendikalara hayat hakkı tanımamak için var güçleri ile mücadele etmektedir.

"ANAYASA MAHKEMESİ" GEREKEN DERSİ VERDİ

Demokrasi, hukukun üstünlüğü, örgütlenme özgürlüğü, evrensel sendikal haklar gibi süslü sözleri dilinden eksik etmeyen yandaş sendika başkanları, bağımsız sendikaların önünü kesmek, kişisel ikballerini sürdürmek, kendinden başka sendikalara hayat hakkı tanımamak için var güçleri ile mücadele etmektedir.

Kerameti kendinde gören yandaş sendika başkanları, her defasında çalışanları aptal yerine koyacak ölçüsüz ve dayanaksız açıklamaları yapmaktan, hamasetten geri durmuyorlar.

Mum kadar ışığı yok ama, kendini güneş sanan debdebeli sendika başkanları, Anayasa mahkemesinin gerekçeli kararına ver yansın ediyor. Kendilerini adeta Devletin, çalışma bakanlığının yerine koyarak bağımsız sendikaların üye sayılarının düşük olduğunu, her gün yeni sendikaların kurulduğunu ileri sürerek baraj uygulamasının gerekli olduğunu savunmaya çalışıyorlar. Neredeyse bağımsız sendikalar yüzünden çalışanların hakkını aramakta güçlük çekiyoruz diyecekler.

Sendikalarından üye istifalarının engellenmesi için sendika barajının getirilmesini biz istedik diyemiyorlar. Bizim tuzumuz kuru, sırtımızı siyasete dayadık keyfimiz yerinde diyemiyorlar. Kamu çalışanlarının haklarını yeterince arayamadığımız, gerektiği gibi sendikal mücadele veremediğimiz, sendikaları siyasetin himayesine terk ettiğimiz için kurulan bağımsız sendikaların etkisiyle kamu çalışanlarının gözü açılmaya başladı, geleceğimizden endişe ediyoruz, diyemiyorlar.

Bütün bunları söyleyecek cesareti kendinde bulamayan bir konfederasyon başkanın bakın ne diyor.
-Vaktiyle kaynağından aidat kestirebilmek için yüzde beş baraj uygulaması varmış,
-İşçi sendikalarında yüzde bir baraj varmış,
-Siyasi partilerin hazine yardımı alabilmesi için baraj uygulaması varmış,
-Seçim barajı varmış.

Allah için, kulaktan duyma yalan yanlış bilgilerle sendikacılık yapmayı ne zaman bırakacaksın? Örnek verdiğin baraj uygulamalarını getiren yasal düzenlemeleri bir kere okudun mu? AYM’ nin gerekçeli kararını sakin kafayla okuyup, bahsettiğin baraj düzenlemeleri ile mukayese ettin mi?

Aralarındaki farkı anlayabilmen için sana bir tüyo vereyim. Saydığın barajlar tüzel kişiliği bağlıyor. Yani hiç biri vatandaş veya çalışanlar arasında eşitsizliğe veya hak mahrumiyetine sebebiyet vermiyor. Ancak, senin ve işine geldiği zaman ortaklık yaptığın konfederasyon başkanının siyasilerin elini eteğini öperek getirdiğiniz yüzde iki barajı ise, sendika üyeleri ve çalışanları ilgilendiriyor. Hani, sendikalar çalışanların hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için kurulan kuruluşlar ya, işte yargı bu noktadan hareket ediyor, tüzel kişiliklerin değil, çalışanların haklarını gözetiyor.

Bu arada barajlardan bahsedeceksen sendika Kanununda yer alan barajlardan bahsedebilirsin. Toplu sözleşmelere katılacak sendika ve konfederasyon sayılarının, kurul ve komisyonlara katılacak üye sayısının belirlenmesinde, KİK toplantılarına katılacak sendikanın sınırlı tutulmasında, sendika yöneticilerine ve işyeri temsilcilerine tanınan haklarda üye sayısına göre getirilen sınırlamalar da baraj niteliği taşımaktadır. Bu hususları gündeme taşıyarak samimiyet testinden geçebilirsin. Tavsiyemdir…

Basiretsiz sendikacılara müthiş bir ayar veren Anayasa mahkemesi, sadece hukukun gereklerini yerine getirmemiş, demokrasi ve özgürlük karşıtı çıkar çevrelerinin heveslerini de kursağında bırakmıştır. Yargının hiçbir güç tarafından himaye edilmemesi gerektiğini, bağımsızlığına gölge düşürülemeyeceğini bir kez daha hatırlatmıştır. Yasama erki eliyle keyfi ve yanlı yasal düzenlemelerin yapılamayacağını, yok öyle yağma diyerek tüm kesimlere, Anayasanın, demokrasinin, hak ve özgürlüklerin bekçisi olduğunu göstermiştir.